Mekanik Tesisat Tasarımcısı Nasıl Yetişiyor
Ülkemizde üniversitelerin makine mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, bir mekanik tesisat tasarım ofisinde 1 yıl sigortalı olarak çalıştığınızı belgeleyip makine mühendisleri odası tarafından açılan mekanik tesisat uzman mühendislik kurslarına katılarak 70 üzeri bir puanla sınavı geçmeniz halinde serbest mühendis müşavirlik ofisi açmaya hak kazanılabilmektedir.
Peki, bir ofiste bir yıllık çalışma süreci mekanik tesisat tasarımı yapabilmek için yeterli bir süreç midir?
Makine mühendisliği disiplini içerisinde yer alan ‘Mekanik Tesisat’ oldukça geniş bir yelpazeye sahip çalışma alanıdır. Bu yelpazenin içerisinde tasarım, işin en başında ve en önemli bölümlerinden birisini oluşturur.
İyi bir projeden genellikle iyi uygulamalar çıkar. Fakat uygulamacı ekip ve malzeme seçimi ayrı faktörler olduğundan bazen iyi bir projeden iyi uygulama çıkamayabilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, kötü bir projeden iyi uygulama çıkabilmesi kesinlikle mümkün değildir.
O nedenle iyi bir uygulama yapılabilmesi için iyi bir proje ile işe başlamak en önemli koşuldur.
İyi proje yapabilmek için deneyim çok önemli bir faktördür. Bir yıllık bir deneyim ile genç mühendislere bu yetkiyi vermek ne kadar doğrudur tartışmak zorundayız. Gençler aslında bu süreci bile sorguluyor ve biz zaten makine mühendisliği eğitimi aldık, buna gerek yok diye düşünüyorlar. Ancak makine mühendisliği eğitimi bir beyin eğitimidir. Mühendislik eğitimi esnasında temel bilimler öğretilmekle birlikte mühendislik öğrencilerine bu bilimlerdeki karmaşık yapılı problemler çözdürülerek problem çözme yetisini geliştiren eğitimler de verilmektedir. Bunlar temel eğitimlerdir. İşin nasıl yapıldığı ve alınan bilgilerin nasıl kullanılacağı piyasada öğrenilir. Üniversite ve piyasa işbirliğinin sağlanması ile gençlerin bu eğitim süresini daha verimli geçirmesi gibi konular ise bambaşka tartışma konularıdır. Konudan uzaklaşmamak için şimdilik detayı bir kenara bırakıp biz yine esas konumuza dönelim. Bir çalışma yılı içerisinde yetiştiğini varsaydığımız mekanik tesisat tasarımcısından beklentilerimiz neler ona bakalım.
Mekanik tesisat tasarımı adı altında yapılan işin özü üniversite yıllarında aldığımız Akışkanlar Mekaniği, Termodinamik, Isı Transferi, Motorlar, Makina Elemanları, Buhar Kazanları, Autocad vb. derslerin bir bütün olarak kullanıldığı mühendislik disiplinidir.
Akışkanınız su, gaz, hava olabilir. Bu akışkanların bir mahalden ya da bir merkezden alınıp başka bir merkeze ya da başka bir mahale taşınması işi mekanik tesisat tasarımının ana ilkesidir. Önemli olan bu taşımanın hangi amaç için yapılacağı ve bu taşıma esnasında hangi sistemlerin ve malzemelerin seçileceğinin karar verilmesidir.
Akışkanın temiz su olduğunu varsayarsak, bunu belirli uzaklıklara, belirli hızlarda, eksilmeden basıncı sabit kalma koşuluyla taşımak istediğinizde buna uygun sistemleri kurmak zorundasınız.
Suyu biraz daha temizleyip içinde bulunan askıdaki katkı malzeme miktarı istenen seviye kadar olsun gibi bir tanım getirildiğinde istenilen şartları sağlayan filtreleme sistemlerini seçmek gerekir.
Su çok sert olduğu halde daha farklı yumuşaklıkta su gerekli ise su yumuşatma sistemleri kurarak su hazırlanıp kullanım noktalarına yollanabilir.
Demek ki öncelikle akışkanların getirilmesi gereken şartlar ve kullanılacağı noktalara bakılması gerekir.
Önce akışkanı istenen şartlara getirip daha sonra da bu akışkan istenen mahale hangi makina sistemleri ve hangi taşıma araçları kullanılarak iletilebilir bunu kurgulamak gerekir.
Yukarıdaki örnekte bahsedildiği üzere filtreleyip yumuşatılan suyun bir de 60 0C sıcak su haline getirilmesi istenebilir. O zaman bu suyun ne ile ısıtılacağının düşünülmesi gerekir.
Kapasiteye göre değerlendirmek önemlidir. Daha küçük kapasiteler için bireysel ısıtıcılar seçilebilecek iken daha büyük kapasitelerde merkezi ısıtma sistemleri tasarlanmalıdır. Bu arada merkezi ısıtma sistemlerinde serpantini kazandan mı yoksa güneşten mi beslemeli ya da her ikisini de kullanmak “fizibl” bir çözüm müdür değerlendirmek gerekir.
Peki, bu soğuk ve sıcak su tüketimleri için ne kadar depolama yapılmalıdır? Bağlayıcı standartlar nelerdir? Tasarımı gerçekleştirilen yapının ihtiyaçları içerisinde temiz ve hijyenik bir depolama yapılabilecek alan yeterli midir? Soruları yanıtlanmalıdır.
Depolanan suyun istenilen basınçta kullanım yerlerine ulaştırılması için nasıl bir basınçlandırma sistemi kurgulanmalı diye düşünmeli, buna bağlı olarak hidrofor hesapları ve seçimi yapılmalıdır.
Aslında buraya kadar anlatılmaya çalışılan durum, karmaşık gibi görünmekle birlikte çok da fazla bir iş yapıldığı söylenemez. Sadece temiz sıcak ve soğuk su üretip dağıtılmaya çalışıldı. Dünyayı yeniden keşfetmiyoruz bunlar zaten çok bilinen tasarım yöntemleridir.
Yalnız tasarıma başlanıldığında etraflıca düşünüp, tüm kriterleri doğru tespit ederek başlamak mühendisçe düşünmenin gereğidir. Sonradan başa dönmemek için bütün ihtiyaçların doğru tespit edilmesi bir mekanik tesisat tasarımcısı için işin alfabesidir.
Evet, talep edilen su üretildi. Bu su bir yerde kullanılacak ama kullanıldığı yerde büyük ihtimalle kirlenecek ve kirlenen suyun da toplanıp uzaklaştırılması gerekecektir. O halde pis su tesisat tasarımı da yapılması gereklidir.
Suyun kullanılması esnasında hangi kirleticilere maruz kalındı. Direkt pis su şebekesine verilebilir mi yoksa onun da arıtılması ve ayrıştırılması gereken kirleticiler var mı? Bu konuda ne yapılmalı?
Eğer asit, yağ ve benzeri kirleticilere maruz kaldıysa sisteme vermeden ihtiyaca uygun yağ tutucuların seçimi ve hesaplamaları yapılmalıdır. Çevre Bakanlığı tarafından izin verilmeyen atıkların ayrıştırılması için iyonizasyon tankları ile sistemde var olan istenmeyen kirleticiler ayrıştırılabiliyor mu değerlendirilmesi gerekir. Ayrıştırılamıyorsa toplanılan pis suların belirli tanklarda biriktirilip mevzuata uygun olarak uzaklaştırılması sağlanmalıdır. Pis suların toplanması esnasında çıkan gürültü gürültünün önlenmesi için gerekli tasarımlar yapılmalı ve kullanılacak malzemeleri türü belirlenmelidir.
Buraya kadar anlatılanlar mekanik tesisat tasarımında en basit ve herkes tarafından bilinen su sistemlerinin bir bölümünün anlatımıydı. Fakat çok basit yaklaşım ile yapılan hatalardan dolayı birçok binada konforsuzluk yaşayan insanlara rastlamak mümkündür. Bu gün rezidanslarda milyon TL’ler ile satışlar yapılmakta ancak dikkatli ve uzman kadrolar tarafından yapılmayan projeler yüzünden kullanıcı şikâyetleri sürekli devam etmektedir.
O nedenle bir mekanik tesisat tasarımcısı işin her anında ve her bölümünde kendine düşen sorumluluğun bilincinde olarak tasarımını yapmalı ve işini takip etmelidir. Bu iş teknik ressamların insiyatifine bırakılamaz. Mutlaka yapılan işin mühendis bakışı ile değerlendirilmesi, işin her aşamasında gerekli titizlik ve hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir. Oysaki işin acı tarafı maalesef emekli mühendislerin yetkisi altında çalışan teknik ressamlar tarafından ofisler kurulmakta ve proje piyasasında yer almaktalar. Bununla ilgili yasal yaptırımların uygulanması ve konunun takibi başka bir başlık altında ele alınacaktır.
Bir yapı projesi içerisinde işe başlarken en başında yalıtımın kurgulanması, ısıl kayıp ve kazanç hesaplarının yapılması, ısıtma ve soğutma sistemlerinin seçilmesi, havalandırma ihtiyaçları doğrultusunda klima ve havalandırma hesaplarının yapılması ve cihaz seçimleri, yangın yönetmeliği doğrultusunda yangından korunma sistemlerinin kurgulanması, sistemlerin otomatik kontrolle mi yoksa otomasyon la mı kontrol edileceğinin karar verilmesi gibi hemen akla gelen kurgular mekanik tesisat tasarımcısı olabilmek için olmazsa olmaz konulardır.
Bu kadar yoğun konuların bir çalışma yılı içerisinde öğrenilip uygulanması mümkün değildir. Gençler tabii ki çok yetenekli ve çok çalışkanlar ancak bu sistem tasarımlarında yapılabilecek yanlışlıkların bedeli çok yüksek olmaktadır.
Evet, gençler çok çalıştılar, güzel de proje yaptılar ama ufak da olsa hataları var. Bunun bir de onay mercii var. Hataları birlikte düzeltebilirler diye düşünebiliriz. Ama işin o bölümü de apayrı sorunlar içermekte. Projenizi kontrol eden teşkilatlarda sizin hiç değilse kursa gidip emek verdiğiniz ve öğrenmek için bir proje ofisinde 1 yıl çalıştığınız kadar bile emek vermeyen kişiler sadece diplomalarının varlığından dolayı sizin kontrolörünüz olabiliyorlar. Tabii ki kendisini yetiştirmiş, kurumsal ihtiyaçlarının ve çözüm önerilerinin farkında olan arkadaşları tenzih ediyorum. Ancak buralarda da tecrübesiz olduğu için ya da kurum içi eğitimin yetersizliğine bağlı olarak yeterince bilgi sahibi olamayan bu arkadaşların durumları aslında daha zor. Ülkemizde kurum içi eğitim kavramı çok yetersiz olduğu için bu arkadaşlar bazen öğrenmek için bir projeciyi ve bir projeyi esir alabiliyor. Ben bu konuyu bilmiyorum lütfen yardımcı olur musunuz şeklinde de soramıyor. Konumu gereği bilmesi gerektiğini düşündüğü için. Peki, nasıl bir yol izleniyor? Genellikle bu proje olmamış biz böyle istemiyoruz gibi yaklaşımlarla sizi projenizi anlatmaya zorluyor. O imzayı alabilmek için kontrol arkadaşınıza projenizde neyi neden yaptığınızı anlatmanız gerekiyor. İşi bilmeyen birine bunu anlatmanın zorluğu kısmına hiç girmek istemiyorum. O halde kurumların da kendi mühendislerini yetiştirmek ya da makine mühendisleri odası ile işbirliği içerisinde eğitime almak zorunluluğu olmalıdır. Nasıl ki proje yapan meslektaşımın uzman mühendis belgesi alması gerekiyor, kontrol teşkilatındaki arkadaşların da bu projeleri inceleye bilmeleri ve onay mercii olabilmeleri için uzman mühendis yetki belgesi alması gerek ve şart olmalıdır. Bu konunun her türlü platformda dile getirilmesi gerekmektedir. Ülke kaynaklarının doğru kullanılması, projelerin daha düzgün ve hatasız çıkması için eğitimin ve şartların daha yoğunlaştırılarak yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Bir projeci olarak buraya kadar anlattıklarımdan çıkarılacak sonuç proje yapabilmek çok ciddi emek ister, bilgi ister, sabır ister ve bütün bunların sonucunda da genellikle çok büyük paralara ulaşamazsınız, bu iş gönül işidir. Bu işi seversiniz ve o nedenle yaptığınızı fark edersiniz.
Gençlere tavsiyem, detaylarla uğraşmaktan hoşlanmıyorsanız yol yakınken vazgeçin. Okumayı sevmiyorsanız ve yenilikleri takip etmekten hoşlanmıyorsanız vazgeçin. Ama bu işi yapmak istiyorsanız öncelikle yaptığınız işi çok sevmelisiniz. Severek ürettiğiniz her çalışma alanın da başarı sizi takip edecektir.
Esma Sarıaslan Divrikli
Tecrübe önemsiz değildir. Günümüzde bilgiye Kolay ulasiliyor ancak bilgiyi değerlendirmek ve yorumlamak tecrübe ile olur. Aksi takdirde doğru olmayan projeler ortaya çıkar. Tabii ihtiyaç makamınin gerçek ihtiyaçlarını doğru tanımlamaması ya da proje devam ederken bu taleplerini değiştirmesi de çok karşılaşılan bir durumdur.
Tecrübe zaten önemli bu konuda,belki benden büyüksündür ama şöyle bir şey var tesisat işinde çalışıyorum daha 18 yaşındayı ve her türlü projeyi okuyup çözebiliyorum bu yeterli mi? Sanmıyorum ama ilerde bir hayalim bu inşaalah gerçeklerşir yeni şeyler öğrenmeye açığım varsa benim bilmediğim bir konu aktarırsanız sevinirim.